Her insanın belleğinde, en derin köklerini bulduğu bir yer vardır. Kimi için baba ocağı, kimi için çocukluk bahçesi… Ama çoğumuz için bu yer mahalledir. Bizim Mahalle, sıradan bir yaşam alanı gibi görünen bu mekânın aslında hayatımızın en güçlü hafıza sandığı olduğunu gözler önüne seriyor.
Bu eser, okuyucuyu çocukluk günlerine, sokakların masum kahkahalarla çınladığı, bakkal defterlerinin dostluğun kefili olduğu, akşam ezanı ile oyunların sona erdiği bir döneme götürüyor. Komşuluk ilişkilerinden mahalle dayanışmasına, bayram sabahlarının telaşından yaz akşamlarının serinliğine kadar her detay, adeta bir fotoğraf gibi gözlerinizin önünde canlanıyor.
Ama Bizim Mahalle sadece nostalji kitabı değil. Sayfalar ilerledikçe, kaybolan değerlerin hüznüyle yüzleşiyor, bugünün bireyselleşmiş hayatında eksikliğini hissettiğimiz sıcaklığı daha da derinden anlıyoruz. Okur, mahalle kavramının sadece bir mekân değil; aidiyet, güven, paylaşma ve samimiyetin adı olduğunu fark ediyor.
Bu anlatı, geçmişe özlem duyanlara çocukluklarını yeniden yaşatma imkânı sunarken, gençlere de “birlikte yaşamanın güzelliğini” hatırlatıyor. Bizim Mahalle, aslında bir zaman yolculuğu; bir yandan geçmişin saflığını yeniden hatırlatıyor, diğer yandan da bugün elimizden kayıp giden değerlere sahip çıkma çağrısı yapıyor.
Ve her satır, okurun zihninde aynı soruyu yankılıyor:
“Benim mahallemde hangi hatıralar hâlâ canlı, hangileri çoktan kayboldu?
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.