
1. Yazarlık serüveniniz nasıl başladı? Sizi bu yola yönlendiren en büyük ilham kaynağı neydi?
Yazar olmak için başlamadı. Yazmak zorunda kaldığım için yazdım. Bu zorunluluk önce günlük gelişmeleri not aldığım dizilimlerden oluşuyordu. Sonra bende hiç bilmediğim gerçekleri öğrenmeye başlayıp bunun yanında olay bilgi akışına dönünce not almak zorunluluk oldu.
Ben bir Boğayım. Benim gibiler öyle çok sıkıya ya da düzenli hiçbir durumun içine girmez. Fakat durum farklı. Yazmak zorunda kaldım. Yaratılış gerçekleri zamanın hiçbir döneminde kelimelere dökülmüş değildi. Bırakın sözcükleri.
Siz olsanız ne yapardınız?
Yüzlerce yıl gizli saklı olmuş kelimeler dökülüyor iken siz ne yapardınız? Ben yazmak zorunda kaldım. Olay benim dışımda. Herkesin hakkı bu bilgileri öğrenmek.
Ben buraya bu sözcükleri yazıyorken siz değil bütün Evren şahit oluyor bu bilgilere. Siz sanıyor musunuz sadece siz biliyorsunuz?
Siz okuyorsunuz.
Ya da siz öğreniyorsunuz.
Bütün Evrenlerde var olan bütün Türlerin nutku tutulmuş, pür dikkat izlemekteler ve notlar alınıyor. Kayıtlar tutuluyor.
Burada da notu biz alıyoruz tarihe.
Benden bu içeriği isteyen MST YAYINCILIK ile birlikte hep beraber kayıt alıyoruz.
Tarihe,
Dünya tarihine hiç unutulmayacak, destan olacak bir olaya imza atıyoruz. Hep birlikte not düşüyoruz.
2. Yazarlık kariyeriniz boyunca karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Kariyer yapmıyorum. Ben bana verilen rolü Rabbin Sevgilinin istediği şekliyle yerine getirmeye çalışıyorum.
3. Yakın zamanda üzerinde çalıştığınız ya da okuyucularınızı heyecanlandıracak yeni bir projeniz var mı? Eğer varsa, bu proje hakkında ipucu verebilir misiniz?
Önümüzdeki süreçte “SUR”un serisi gelecek. Birinci kitabımız sadece küçük bir bölümü ile başladı. Devamı yazılmak ve yayınlanmak zorunda.
4. İlk kitabınızı yazarken yaşadığınız en unutulmaz anı bizimle paylaşır mısınız? O zamanlarda kendinize güveniniz nasıldı?
Kitabı yazarken ki duygularımı sormuşsunuz. Ben süreci zaten günlük bazda not almıştım. Basıma gidecek bölümleri SUR’u toplarken önceki tarihlere ait notlarım beni çok duygulandırdı. Bazı yerlerde gözyaşlarım bir daha döküldü. Tekrar ağladım. Önce olduğu gibi.
SUR oturup da yazılan bir kitap değil. Hatta bazı bölümler bana bile ait değil. Ben bana verilen bilgileri yazıya döküyorum. Olay benim dışımda. Yoksa ben bir Fizikçiyim, ne anlarım tarihten, ne anlarım mitoloji ya da dini akımdan. Bildiğim iki sure ile namaz kılan biriyim. Ne dini bilgim var ne de sosyolojik konularda yeterliyim.
5. İlhamınızı en çok nereden alıyorsunuz? İlham geldiğinde bunu yazıya dökme süreciniz nasıl oluyor?
Ben zaten günlük bazda gelişmeleri kaydediyordum. Bana verilen bilgi akışı, yaşadığım olaylar, öğrenmeye başladığım gerçekler ve evrensel kayıt süreci doğal ilham kaynakları oldu. Yazıya dökme sürecim de bu olayları ve bilgileri sıcağı sıcağına not alma mecburiyeti ile şekillendi.
6. Kitabınızın MST Yayıncılık tarafından yayımlanma süreci nasıldı? Bu süreçte yayın evi size nasıl destek oldu?
MST YAYINCILIK ile kitap çalışmamız inanılmaz rahat ve zahmetsizce gerçekleşti. Adresin MST Yayıncılık olması da rastlantı değil. Büyük planın bir parçası. Oradaki insanlarda özel Ruhlar. Yoksa her şey bir araya denk gelmezdi. Mümkün değil.
Sevgilerimi sunuyorum ve MST YAYINCILIK’a başarılarının devamını diliyorum. Daima Birlikte Yürüme temennisi ile…
Neslihan Temeldaş
Mislina & Skaleriz & SUR