Yazarlık, bir içsel yolculuk ve aynı zamanda bir kendini ifade etme sanatıdır. Nermin Kaşcı, yazarlık serüveninde duygularının rehberliğinde ilerlemiş, çevresinde şahit olduğu hayat hikayelerinden ilham almış ve bu deneyimlerini kelimelere dökmüştür.
İlk kitabı “Sessiz Şarkım”, duyguların derinliklerine dokunan samimi bir eser olarak okuyucularıyla buluşmuş ve kısa sürede büyük beğeni toplamıştır. Şimdi, Kaşcı’nın yazarlık sürecinde yaşadığı unutulmaz anıları, ilham kaynaklarını ve heyecanla üzerinde çalıştığı yeni projelerini keşfetmeye hazır mısınız?
Yazarlık serüveniniz nasıl başladı? Sizi bu yola yönlendiren en büyük ilham kaynağı neydi?
Beni yazarlığa sürükleyen en önemli ilham kaynağım duygularımdı. Yıllardır içimde susturamadığım birçok duyguyla başa çıkmaya çalışıyordum. Yakınlarımla paylaştığımda ya da aynanın karşısına geçip dizginleyemediğim bu duyguları kendimle konuştuğumda hâlâ hiçbir şeyin eksilmediğinin farkına vardım. Yazmanın iyi geldiğini düşünerek duygularımı kâğıda dökmeye karar verdim ve yazarlık serüvenim böylece başladı. Buna dayanarak beni bu yola sürükleyen ilham kaynağımın, bana yön veren duygularım olduğunu söyleyebilirim.
Bunun yanında, sosyal hayatımda karşılaştığım insanların hayat hikayeleri beni derinden etkiliyor. Şahit olduğum bu hayat hikayeleri, yazma isteğimi tetikledi ve benim için önemli bir ilham kaynağı oldu.Yazarlık kariyeriniz boyunca karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunu nasıl aştınız?
Yazarlık kariyerim boyunca karşılaştığım en büyük zorluk, aktarmak istediğim şeyleri nasıl dile getireceğimi bilememekti. Bütün cümleleri zihnimde tasarlamama rağmen öyle bir an geliyordu ki onları yazıya geçiremiyordum.
Bu durumu şu şekilde aştım: Öncelikle kendime biraz zaman tanıdım. Bu zaman dilimi bazen aylar sürdü, bazen ise saatler. Kendime tanıdığım bu zaman dilimi uzun sürdüğünde, sürekli hayallerimi hatırlattım. Bir kitabın kapağında ismimin ve soyadımın bulunmasının getireceği gurur ve heyecanı hayal ettim. Düşünmek için fazlaca zamanımın olduğu bu dönemde kendimi motive ederek hayallerimi gerçekleştirebilmek adına tekrar yazmaya koyuldum.Yakın zamanda üzerinde çalıştığınız ya da okuyucularınızı heyecanlandıracak yeni bir projeniz var mı? Eğer varsa, bu proje hakkında ipucu verebilir misiniz?
Yakın zamanda düzenli çalıştığım bir proje elbette var. Bu projemin, “Sessiz Şarkım” kitabımın devamı niteliğinde yeni bir eser olacağını söyleyebilirim. İlk eserimin deneyimlerine ve aldığım bazı eğitimlere dayanarak şunu belirtmek isterim ki okurlarım, karşılarında bambaşka bir “Sessiz Şarkım” romanı görecekler. Okurlarıma, kendilerini kitabı yaşarken bulacaklarının garantisini verebilirim.İlk kitabınızı yazarken yaşadığınız en unutulmaz anı bizimle paylaşır mısınız? O zamanlarda kendinize güveniniz nasıldı?
İlk kitabımı yazarken yaşadığım en unutulmaz anlardan birisi, yazdığım bölümlerden bazılarını gerçek hayatta yaşarken bulmam oldu. Örneğin, romanımda üç yakın arkadaşın Masal Adası’na gittikleri bir sahne vardı. Gerçek hayatımda arkadaşlarımla o anı yaşarken, yazdığım o bölüm bir anda aklıma geldi ve bunu arkadaşlarıma hatırlattım. Bu durum karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik. Romanımı yaşıyor olmak ve bunun verdiği heyecan, benim için unutulmaz anlardan biriydi.
Kitabımı yazdığım zamanlarda kendime güvenim oldukça fazlaydı. Yazdıklarım, herkesin başına gelebilecek durumlardan ibaretti. Özellikle genç okurlarımın, kitabımı okurken satırlarımda kendi yaşantılarına rastlamalarını tasarlamıştım. Bu nedenle kitabımda yer verdiğim ince mesajların gençlere umut olacağını ve yol göstereceğini hayal ederek yazılarımı yazdım. Bunun yanında, yetişkin okurlarımın ise zamanında yaşadığı bazı anılara rastlamalarını umut etmiştim. Kendi yaşantısından izler taşıyan bir romanın, birçok okurun ilgisini çekeceğini ve bu romanın kendilerine ışık olacağını düşünerek kendime ve romanıma ziyadesiyle güveniyordum.
Yakın çevremden aldığım olumlu eleştirilerle birlikte umutlarıma ve hayallerime sığınmak, kendime olan güvenimi her geçen gün artırıyordu. Henüz romanımı yeni çıkarmama rağmen birçok okurumdan bu yönde geri dönüşler aldım. Aldığım bu geri dönüşler beni fazlasıyla onurlandırdı. Zamanla daha fazla kişiye ulaşıp yolunu kaybetmiş farklı hayatlara dokunmayı diliyorum.İlhamınızı en çok nereden alıyorsunuz? İlham geldiğinde bunu yazıya dökme süreciniz nasıl oluyor?
İlhamımı en çok duygularımdan ve şahit olduğum farklı hayatlardan alıyorum. İlham geldiğinde, içimde coşkun seller gibi akan duygularımı dizginleyemediğimde hemen kâğıt ve kalemime sarılıyorum. İçimde susturamadığım duygulara, kalemim tercüman oluyor. Yazmaya başladığım andan itibaren yazılarım kendiliğinden sayfalara dökülüyor ve bu yüzden hiç sıkılmadan sayfalarca yazı yazabiliyorum.
Şahit olduğum farklı hayatlara değinecek olursak, burada amacım insanların kendilerini bulabilmesi olduğu için çok fazla gözlem yapıyorum. Böylece insanların yaşadığı bazı olaylara şahit oluyorum. Bizler, hoşumuza gitmeyen olaylarla karşı karşıya kaldığımızda sağlıklı kararlar verip olması gerektiği gibi tepki gösteremeyebiliyoruz. Bunun bilincinde olarak, insanların bu durumlar karşısında gösterdiği tepkileri gözlemliyorum. Dışarıdan izleyen bir göz olarak olaylara objektif yaklaşıyorum ve bu durum karşısında hangi davranışın daha sağlıklı olacağını not alıyorum. Aldığım bu notlarla, herkesin hayatında karşılaşabileceği olaylarla nasıl başa çıkabileceklerini karakterlerim üzerinden aktarmaya çalışıyorum.Kitabınızın MST Yayıncılık tarafından yayımlanma süreci nasıldı? Bu süreçte yayınevi size nasıl destek oldu?
Bir kitap yazdığımı ve bunu yakın zamanda çıkarmak istediğimi, MST Yayıncılık ile iletişim kurarak dile getirdim. Kitabımı çıkarmak için çok heyecanlıydım; bu yüzden de bir an önce bastırmak istiyordum. Yayınevim heyecanıma ortak olarak bu süreci benim için hızlandırdı. MST Yayıncılık, dosyamı inceledikten sonra bir an önce editleme sürecine geçti. Bu süreçte, benim düşüncelerimi ve hayallerimi göz önünde bulundurarak kitabımın basımını sağladılar. MST Yayıncılık’a, emekleri ve destekleri için teşekkürlerimi sunuyorum.