“Küçük Adam” sıradan bir köy hikâyesi değil; insanın içini burkan, bir çocuğun omuzlarına yüklenen koca bir dünyanın anlatısı.
Şeref Muhtar’ın adaletli, dirayetli, köyün sığınağı olan karakteriyle açılan sayfalar, daha ilk bölümden itibaren sizi “bu adamın sonu ne olacak” kaygısıyla sarıyor. Bir yanda babasının nasihatleriyle büyüyen küçük Mustafa, diğer yanda giderek ağırlaşan bir hastalıkla yatağa düşen bir baba… Ve en sonunda o ağır vasiyet: “Sen bir Küçük Adamsın, artık ailemizi koruyacak olan sensin.”
Roman ilerledikçe hüzün dalga dalga büyüyor. Önce babanın kaybı, ardından annenin eriyip gitmesi… Bir anda çocukların hayatı darmadağın oluyor. Kimi akrabaların sevgisiyle teselli bulurken, kimilerinin kıskançlığı ve hoyratlığıyla sınanıyorlar. Köyün taş avlularında yankılanan çocuk kahkahaları yerini, açlığın ve öksüzlüğün sessizliğine bırakıyor.
Bu kitap, sadece bir ailenin dramı değil; hayatın adaletsizliği karşısında dimdik durmaya çalışan küçücük yüreklerin mücadelesi.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.