Bu soruya başlarken, bana bu yolda en büyük desteği veren ve sevgileriyle beni büyüten aileme teşekkür ederek başlamak istiyorum. Beni yetiştiren annem Fatma Güngör ve babam Mehmet Ali Güngör‘e, daima heyecanıma ortak olan ve endişelerime duvar ören ablalarım Nadire Güngör Karaboğa, Esra Güngör Şener ve Sümeyye Güngör Özyiğit‘e, eniştem İlker Özyiğit‘e, ağabeyim Muhammed Güngör‘e ve kardeşlerim İbrahim Güngör ile Ali Güngör‘e sonsuz teşekkür ederim.
Yazarlık Serüveniniz Nasıl Başladı? Sizi Bu Yola Yönlendiren En Büyük İlham Kaynağı Neydi?
Yazmaya ilk adımımı, kalemimi yönlendiren ilkokul öğretmenim Habibe Karakuş sayesinde attım. İlkokul 3. ya da 4. sınıfta hikaye konusu işlerken, Habibe Hocam bizden hikaye yazmamızı istemişti. Ertesi gün yazdıklarımızı kontrol ettiğinde, benim hikayemin çok güzel olduğunu belirtmişti. O gün, öğretmenimin övgüleri, sevgisi ve bana duyduğu inanç yazmaya olan hevesimi perçinledi.
Ortaokula geçtiğimde, karşıma Türkçe öğretmenim Hakan Ertürk çıktı. Hakan Hocam, bizlere şiirler ezberletir, o şiirlerin anlamını, şairlerini ve hangi dizede ne anlatılmak istendiğini detaylarıyla aktarırdı. Bu süreçte, ezberlediğim şiirlerle birincilik kazandığımda Hakan Hocamın, “Sen aslında bir yandan liseye hazırladın kendini, edebiyatta zorluk yaşayacağını sanmıyorum.” demesi benim için bir dönüm noktasıydı.
Liseye geçtiğimde, Edebiyat dersinde Arkın Gürbaş Hocamın kompozisyon sınavında beni sınıfta özel olarak tebrik etmesi, yazma tutkumu daha da büyüttü. Lise 2’de Rezzan Rüzgar Hocam, Edebiyatta başarılı olduğumu söylerken, lise 3’te ise Mehmet Demir Hocam, yazarlık hayalimi dile getirmeme vesile oldu. Hocamın rehberliğinde haftada bir deneme yazıyor, iki kitap bitiriyordum. Yazmak artık benim için bir tutku olmuştu.
- sınıfta, Nilüfer Tokcan Hocamla tanışmak da benim için bir şanstı. İsmini andığım tüm öğretmenlerime minnettarım. Onların desteği ve inancı, kalemimi bugünlere getirdi. En büyük ilham kaynağım ise her zaman ailem oldu.
Yazarlık Kariyeriniz Boyunca Karşılaştığınız En Büyük Zorluk Neydi ve Bunu Nasıl Aştınız?
Yazmak, biz yazarlar için bir zorluk değil; aksine şifa barındıran, bizi kendimize getiren bir yolculuktur. Ancak bu süreçte zaman zaman zorluklar yaşanır. Yazmak emek ister, zaman ister ve kimi zaman sil baştan başlamak gerekir.
Karşılaştığım en büyük zorluk, dışarıdan gelen alaycı tavırlar ve eleştiriler oldu. Henüz kitabım basım aşamasındayken, yazdıklarımı küçümseyen insanlar oldu. Ancak ben, kendime ve kalemime olan inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. Bu yolun sonunda, kitabımın sayfalarında açan çiçekli bahçelerde huzur buluyorum.
Yakın Zamanda Üzerinde Çalıştığınız ya da Okuyucularınızı Heyecanlandıracak Yeni Bir Projeniz Var mı? Eğer Varsa Bu Proje Hakkında İpucu Verebilir Misiniz?
Okurlarımdan aldığım yorumlar beni gururlandırıyor ve yazma isteğimi artırıyor. Onların yüreğine dokunmak, onları heyecanlandırmak benim için çok değerli. Şu an için net bir proje üzerinde çalışmıyorum; çünkü yazarlık uzun bir yolculuk ve yeni bir eser için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Ancak gelecekte, gerçek hikayelerden esinlenerek yazmaya devam etmeyi çok istiyorum.
İlk Kitabınızı Yazarken Yaşadığınız En Unutulmaz Anıyı Bizimle Paylaşır Mısınız? O Zamanlarda Kendinize Olan Güveniniz Nasıldı?
Kitabımı, yaşanmış bir hayat hikayesinden esinlenerek yazdım. İçerisinde öyle bir kısım var ki… O olay, bizzat benim de yaşadığım bir olaydı. O kısmı yazarken saatlerce ağladığımı hatırlıyorum. İlk başta defteri kapatıp günlerce yazamadım. Dosyayı oluştururken de aynı duyguları yeniden yaşadım.
Acılar bazen insanı yazmaya itiyor, ama bazen de tüm dengeleri alt üst ediyor. Buna rağmen, kendime olan güvenimi hiç kaybetmedim. Kalıplaşmış olumsuz yorumları duymamazlıktan gelerek yoluma devam ettim. Çünkü bu yol, benim yürüdüğüm ve benim şahit olduğum bir yoldu.
İlhamınızı En Çok Neyden Alıyorsunuz? İlham Geldiğinde Bunu Yazıya Dökme Süreciniz Nasıl Oluyor?
İlhamımı en çok gerçek hikayelerden alıyorum. Yaşanmış bir olayı dinlediğimde, kendimi bir anda o olayın içinde buluyorum. “Bu olay benim başıma gelseydi ne yapardım, ne hissederdim?” sorularını sorarak olayın derinliğine iniyorum. Empati kurmak bu noktada çok önemli. İçimde biriken sözcükler, kalemime dökülüyor ve bana düşen, defterime sarılmak oluyor.
Kitabınızın MST YAYINCILIK Tarafından Yayınlanma Süreci Nasıldı? Bu Süreçte Yayınevi Size Nasıl Destek Oldu?
MST Yayıncılık, diğer yayınevlerine nazaran çok daha hızlı dönüş sağlayan, yazarların duygu ve düşüncelerini önemseyen, çözüm odaklı bir yayınevi.
Her kitabın doğumu sancılıdır. Kontroller, hatalar ve baskı aşamaları derken yazar kendini büyük bir stresin içinde bulur. Ancak bu süreçte yayınevinin desteği çok etkili oluyor. Özellikle Genel Yayın Yönetmeni Serkan Bey‘e, bu süreçte gösterdiği emek ve destekten dolayı çok teşekkür ederim.